ANKARA Milliyet – Emine Erdoğan, ABD’nin haftalık haber dergisi Newsweek’e İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarıyla ilgili röportaj verdi. Erdoğan röportajında, özetle şunları kaydetti:
■ SAATTE BEŞ ÇOCUK ÖLDÜRÜLÜYOR:
(Gazze’deki mevcut durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?) Büyük bir dehşet ve endişe içindeyiz. Bugüne kadar öldürülen yaklaşık 11 bin Filistinlinin yüzde 73’ü kadın ve çocuklardan oluşuyor. Bugün Gazze’de saatte beş çocuk öldürülürken, yedi bebek bombalar arasında dünyaya gözlerini açıyor. Dünyanın neresinde doğduğu önemli değil; her çocuğun güvenli ve sıcak bir yuvada yaşamaya, iyi bir eğitime ve sağlık hizmetlerine erişime hakkı vardır. Filistin’in çocukları ile Ukraynalı, Avrupalı, Amerikalı, Türk veya diğer ülkelerdeki çocuklar arasında, haklar ve fırsatlara erişim noktasında hiçbir fark görmüyoruz, göremeyiz.
■ ABD VAHŞETE ORTAK:
(Washington’ın bu ihtilaftaki rolü daha çok yararlı mı yoksa zararlı mı?) Bu vahşet, bu kıyım, görüntüler ve kanıtlar ile ortadayken, çocukları yakan çatışmanın ateşini harlamak; bölgeye daha fazla silah, daha fazla bomba, daha fazla savaş gemisi göndermek en basit ifadeyle, söz konusu katliama ortak olmaktır. Bu vahşete ortak olduktan sonra, Washington’ın çatışmada yararlı herhangi bir rolü olduğunu kim iddia edebilir? ABD’nin bölgedeki askeri unsurları artırması; çatışmanın Lübnan, Suriye ve diğer komşu bölgelere yayılması riskini taşımasının yanında, İsrail’in Filistin halkına karşı işlediği suçlarda daha cesur olmasına ve milyonlarca insanı zorla yerinden etme girişimlerini artırmasına teşvik etmektedir.
■ HALKLARIN SESİNE KULAK VERMELİLER:
Bütün bunlara rağmen küresel düzeyde umudu diri tutmak için sebeplerimiz var, Batı başkentlerinde İsrail aleyhine büyük gösteriler yapılıyor. Bu gösteriler küresel vicdanın sesidir. Bölgede ve dünyada adil ve kalıcı bir barış isteyen her ülkeden beklentimiz, halklardan barış adına yükselen bu sesi susturmak yerine, kulak vermeleridir.
‘Hangi kırmızı çizgi?’
■ VİCDANLARI SAĞIR EDEN SESSİZLİK:
(İsrail’in eylemleri ve Gazze’deki durum açısından sizin ya da Cumhurbaşkanı’nın bir kırmızı çizgisi var mı?) Uluslararası toplum için, çocuklar üzerine kimyasal silahlar atıldığında, BM tesisleri dahil sivil yerleşimler hedef alındığında, korumakla mükellef olduğumuz insani yardım çalışanları mektup ile yardım çığlığı attığında hepimizce kırmızı çizgi geçilmiş olmalıydı. İnsanlığımızı bir bir öldürülen Filistinli kardeşimizle birlikte gömerken, hangi kırmızı çizgiden bahsedebiliriz ki? Burada uluslararası topluma sormak gerek: İnsanlığın kırmızı çizgisi nerededir? Bu vahşeti durdurmak için hangi kritik ölüm eşiği bekleniyor? Haftalardır devam eden saldırılar karşısında uluslararası toplumda vicdanları sağır eden bir sessizlik ile karşı karşıyayız. Bir anne, bir kadın, bir insan olarak, çocuklarımıza ve torunlarımıza bu korkunç mirası bırakmayı reddediyorum.
‘Sözden eyleme taşıyacağız’
■ LİDER EŞLERİYLE DÜNYAYA ÇAĞRI: (Türkiye Filistinliler için neler yapıyor?) Sayın Cumhurbaşkanımızın girişimleri başta olmak üzere, her kurum ve araç ile yaşanan katliamı dünyaya duyurmak ve saldırıları durdurmak için yoğun çaba sürdürüyoruz. Bir lider eşi olarak, ben de birçok bölge ve dünya ülkelerindeki lider eşi dostlarım ile telefon görüşmesi gerçekleştirerek, bilhassa insani yardımların bölgeye ulaştırılması noktasında neler yapabileceğimizi görüştüm. İstanbul’da Filistin’de Barış için Tek Yürek Zirvesi’ni gerçekleştirdik. Zirve sonunda, 19 lider eşi ve ülke temsilcisi olarak, dünya basınının karşısına geçerek, uluslararası topluma, derhal ateşkes ve insani yardımın eksiksiz bir şekilde bölgeye ulaştırılması için ortak bir çağrı yaptık. Gazze’de ailesini kaybetmiş çocukların Türkiye’ye getirilmesi için girişim başlattık. Süreci bizzat ben yakından takip ediyorum. Zirve’yi, sözden eyleme taşımak niyetindeyiz.
Emine Erdoğan, 15 Kasım’da İstanbul’da çok sayıda ülkeden devlet ve hükümet başkanlarının eşleri ile Filistin’de Barış için Tek Yürek Zirvesi’nde bir araya gelmişti.